‘Yaşamaz’ denilen engelli kedi, bir türküyle hayata tutundu: İki günlük dünya…

İZMİR – Aydın’ın İncirliova ilçesinde yaşayan hayvansever Pınar Göktaş, bir arkadaşının vasıtasıyla gittiği veterinerde engelli bir yavru kedi ile karşılaştı. Sürekli atak geçiren ve titreyen kedinin durumuna üzülen Göktaş, kediyi sahiplenmeye karar verdi.

Birçok veterinerin “Yaşamaz, acı çektirme” dediği kedinin atakları zamanla azalmaya başladı. Uzun süre zorla mama yedirilen kedinin adı da inadından dolayı “Keçi” oldu. Göktaş’ın evine alışan Keçi, evin salon bölümünden dışarı çıkamıyordu.

TÜRKÜYE OLAN DUYARLILIĞINI FARK ETTİ

Hobi olarak bağlama çalan Göktaş, bir gece mutfakta türkü söylediği esnada kedinin hareketlendiğini ve yanına geldiğini fark etti. Göktaş ile ritim tutan kedi, sonraki süreçte kriz geçirdiği anlarda Göktaş’ın yanına gelerek türkü söyleyene kadar sahibini tırmalamaya başladı.

Keçi’nin dinlediği türkü ise sözleri ve bestesi ‘Hirai Zerdüş’ mahlaslı sanatçıya ait olan “İki günlük dünya”. Keçi’nin kriz anlarında başka bir türkü söylenmesini kabul etmemesi de dikkat çekerken, Keçi’nin videoları sosyal medyada da yoğun ilgi gördü.

‘YAŞAMAZ DEDİLER, YAŞADI’

Keçi’nin hikayesini Gazete Duvar’a anlatan Göktaş, onu şans eseri bir veterinerde bulduğunu belirtti. Göktaş, “Engelli kedilerden habersizdim. Bir gün arkadaşıma çay içmeye gittim. O da veterinere kedisini bırakmış. O ara Keçi’yi veterinere getirdiler. Yavruydu ve çırpınıyordu. Çok üzüldüm. İki saatte bir atak geçiriyordu. Serum takılamıyor, yemek yedirilemiyordu. Aldım ve evime getirdim. Mama yedirmeye çalışıyorum, yemiyor. Aç olduğu da belli. Ensesinden tutup zorla yedirdim. Çok ağladım. Sürekli dua ettim. Profesörler dahi yaşamasının imkansız olduğunu söylediler. Uyutma tekliflerini de kabul etmedim. Ankara’ya da götürdüm. Orada da aynı şekilde yaşamaz dediler” diye konuştu.

‘BAĞLAMA VE TÜRKÜ SAYESİNDE YÖNLERİ ÖĞRENDİ’

Keçi’nin ilgi ve egzersizler sonucu zamanla ataklarının azaldığını dile getiren Göktaş, daha sonra kedisinin türkü ve hikayeye olan ilgisini fark ettiğini anlattı. Göktaş, “Salonda bir köşeye geçer ve asla ben onu hareket ettirene kadar hareket etmezdi. Bir gün bağlama çalarken bir anda salondan mutfağa geldi. Bir gün sonra tekrar bağlama çaldım, yine yanıma geldi. Evin başka bölümlerinde bağlama çaldım, oralara da geldi. Bağlama ve türkü sayesinde yönleri öğrendi. Bağlama çalmadığım zaman gelip benden çalıp söylememi istiyor. ‘İki günlük dünya’ türküsünü seviyor. Türküdeki bazı kısımları da kodluyoruz, fark ediliyor. O kısımlara duyarlılık gösteriyor. Özellikle ‘iki günlük’ kısmını ‘iki ginlik’ şeklinde vurgulu söylüyorum. Şarkıları vurgulu seviyor. O bölümlerde iç çektiğini fark ettim. Türkü ve hikaye dinlemeyi çok seviyor” ifadelerini kullandı.

‘ENGELLİ HAYVANLARA KARŞI DUYARLILIK ARTMALI’

Öte yandan Keçi haricinde birçok kedisi olan Göktaş’ın ‘Neşem Mideme Kaçtı’ isimli bir de romanı mevcut. Sokakta yaşayan canlılar ve özellikle engelli canlılar için çağrıda bulunan Göktaş, şu ifadeleri kullandı:

“Amacım engelli hayvanların sesini duyurmak. Sağlıklı kediye herkes bakabilir. Sağlıklı bir kedi örneğin kendi yaşam alanında da kendini koruyabilir. Önemli olan engelli çocuklara bakılması. Bu anlamda sıklıkla çağrıda bulunuyorum. Engelli sokak hayvanlarına duyarlılığın artması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin geçen ay Torbalı’da patisi kesilen bir kedimiz var. Tedavileri yapıldı ancak ona yuva bulamıyoruz. Ama sağlıklı bir kediye çok daha rahat yuva bulabiliyoruz. Hayvanseverlerin biraz da engelli hayvanlara karşı duyarlılığını artırması gerektiğini düşünüyorum.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir